Mutlu ve Sağlıklı

Vücudun sindirim sisteminin sonunda oluşan kanamalar; Makattan Kan Gelmesi

Tue, 29 Sep 2020 06:15:26 GMT

Diğer adıyla Rektal Kanama olarak adlandırılan makattan kanama olması durumu birçok hastalığın habercisi olabilir. Kişinin yemek ve tuvalet alışkanlıklarını olumsuz etkileyen ciddi bir rahatsızlıktır. Makattan kan gelmesi genellikle tuvalette vücuttan dışkının atılması sırasında ya da daha sonra oluşabilir.

Kanın rengine göre kanamanın oluştuğu yerin bilgisine ulaşmak mümkündür. Eğer kanama açık kırmızı ise alt kalın bağırsakta veya rektumda, koyu kırmızı ise ince bağırsakta veya kalın bağırsağın üstünde oluştuğuna işaret eder. Bu durumu yaşayan kişiler genellikle kanama durumunun doktor ile paylaşılmasında çekingen davrandıkları için teşhis ve tedavi için gecikmektedirler. Muayene konusunda utanmak kanamaların neden olabileceği ciddi hastalıkların tedavisi için gecikme nedenlerinden biridir.

Makattan kan gelmesinin sık görülen nedenleri

Hemoroid

Anüsün iç ve dış bölümünde oluşan küçük bezelenmeler, dışkının atılması sırasında veya sonrasındaki zorlanmalara bağlı olarak kanamaya neden olabilir. Özellikle gebelik, ishal, yaşlılık gibi durumlarda daha çok oluşan hemoroid oluşumundan dolayı kanamalar oluşabilir ve her yaşta görülür. Genellikle de basit krem, fitil gibi kolay tedavi edilebilen hemoroidin geçmemesi durumunda da cerrahi müdahale gerekir.

Anal Çatlak

Rektumda veya çevresinde bir yerde oluşan doku yırtılmalarına bağlı olarak ağrı ya da kanama şeklinde kendisini gösterir. Hemoroid gibi bu durumda da kolay işlemlerin ardından iyileşme olasılığı olduğu gibi aksi takdirde uzmandoktor tarafından müdahale gerekir.

Bağırsak İltihabı

Bağırsak enfeksiyonlarının neden olduğu iltihaplanmalar genellikle ishale neden olmaktadır. Kanamaların da olduğu bu iltihaplanma genellikle neden oluştuğuna bağlı olarak tedavi edilir.

Enfeksiyon

Özellikle cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar korunmasız anal ilişkilerin sonucuna bağlı kanamalara neden olabilir. Ve ilaç tedavisi ile düzelmesi mümkündür.

Kanser

Rektumdaki kanserler kanamanın nedeni olabilir. Oldukça yaygın olan kolon kanseri erken teşhis edildiği durumlarda tedavisi mümkün olan bir hastalıktır çünkü ilerlemesi yavaştır.

Makattan Kan Gelmesi Teşhisi

Makatta kanamaya neden olan hastalıkların kişi üzerindeki etkileri ve belirtileri oldukça benzerlik göstermektedir bu yüzden de erken,doğru teşhis ve tedavinin uygulanabilmesi için genel cerrahi doktorlarına başvurulması gereken bölümdür.

Tedavide kullanılan yöntemler arasında fiziki muayene ve kolonoskopi uygulanmaktadır. Hastanın belirtileri ve sağlık sorunlarının bilinmesinin ardından gereken uygun tedavi yönteminin seçimi yapılır. Doktor tarafından verilen ilaçların dışında kullanılan ilaçlar tedavi sürecini olumsuz etkiler bu yüzden ilaçlarla ilgili her konuda doktorunuzdan bilgi almanız önemlidir.

Makattan kan gelmesi nasıl tedavi edilir?

Öncelikle kanama hayati önem taşıyan kansere bağlı olarak oluşan kanama mı yoksa diğer hemoroid ya da anal çatlaklardan kaynaklı kanama mı bu konuda gerekli teşhislerin konulmasının ardından tedavi yöntemi seçilir. Makattan kan gelmesi de yaşanılan diğer hastalıklardan farksız bir sağlık sorundur ve kanamanın hassas yerde oluşmasından dolayı doktora gitmekte çekingen davranmanız doğru değildir. Bu yüzden makattan kan gelmesinin neden olabileceği farklı ciddi sorunların olmaması adına gerekli önlemlerin alınması için erken tedavi önemlidir.

Tedavi için fiziksel muayene ve dışkı örneğinin alınmasına ek olarak doktor tarafından kolonoskopi, biyopsi, tomografi gibi ileri teknoloji tanı testleri istenebilir.

Makattan Kan Gelmesi durumunda doktora ne zaman başvurmak gerekir?

Kanamanın 1 ay süre ile ara ara olması
Kasık ve karın bölgesinde şişlik olması durumunda
Kanamaya eşlik eden bulantı ve kusma
Aşırı kilo kaybı
Bitkinlik
Kabızlık
Sindirim sisteminde yaşanılan sorunu
Anüste oluşan sancı

Yaşanılan bu durumlar dahilinde mutlaka doktora başvurmak gereklidir.

Makattan kan gelmesini nasıl önlenir?

Yaşanılan bazı kanamaların tıbbi tedavi olmadan önüne geçilmesi zordur fakat bazı basit önlemlerin alınması ile basit kanamaların önlenmesi sağlanabilir.

Tuvalet sonrası temizlik için önem göstermek hijyen açısından enfeksiyonları önlemeye yöneliktir.
Bol su tüketimi vücudun sıvı ihtiyacının karşılanması için önemlidir.
Uzun süreli kabızlık durumlarından kaçınmak için gerekli ilaçalrı kullanmalısınız ya da önlemleri almalısınız.
Korunmasız anal ilişkiden uzak durmak gerekir.
Sık ve ılık banyo yapmanız ağrınız ve kanamanız için hafifletici olabilir.
Özellikle acı gıdalar tüketmeyin.
Dengeli beslenmeye özen gösterin.

Bunların hepsine ek olarak ciddi bir soruna yol açmadan ya da kanamaya neden olan ciddi bir sağlık sorununun teşhisinde geç kalmamak için doktor muayenesi en temel önlemdir.

Vücudun sindirim sisteminin sonunda oluşan kanamalar; Makattan Kan Gelmesi yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

Zona Hastalığı (Herpes Zoster) Nedir? Zona Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi

Thu, 23 Jul 2020 07:14:51 GMT

Zona Hastalığı (Herpes Zoster) Nedir?

Suçiçeği geçirilince, suçiçeği virüsü omurilikten çıkan sinir kümelerine yerleşerek uyku halinde kalmaktadır. Aradan yıllar geçtikten sonra vücut direncinin düşmesine bağlı olarak suçiçeği virüsü canlanır. Suçiçeği döküntülerinin oluşmasıyla, zona ortaya çıkar.

Halk arasında gece yanığı, kuşak hastalığı gibi isimlerle de bilinir. Aşırı stres, yorgunluk, beslenme yetersizliği, vitamin eksiklikleri, mineral eksiklikleri, AIDS, kanser kemoterapi ilaçları, ışın tedavisi, büyük ameliyatlar ve sonrası vücut direncinin düşmesiyle, uyuyan virüsler canlanır. Yaşlılarda daha sık görülür.

Zona Hastalığı Belirtileri

Zona hastalığında döküntü öncesi, tutulan bölgede batar tarzda çok şiddetli ağrılar, yanmalar olur. Birkaç gün içinde içi su dolu kesecikler belirir. Deri kızarıktır. Ateş, halsizlik, iştahsızlık, yorgunluk, baş ağrısı, kaşıntı eşlik eder.

Sırt, bel bölgesinde en sık görülmekle birlikte göğüs, yüz, kalça bölgesinde oluşabilir. Vücudun tek tarafında, sinir yolu boyunca ortaya çıkar. Derinin normale dönmesi 4 haftayı bulabilir. Sırtta görüldüğünde, vücudun orta hattını geçmeyen sinir yolu boyunca kızarık zeminde döküntüler ortaya çıkar.

Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Enfeksiyonla Savaşan Antiviral Bitkiler

Göz tutuluşunda, göz kapağında içi su dolu kesecikler belirir. Görme kaybı ve göz tansiyonuna neden olabilir. Trigeminal sinir tutuluşunda, ağız içi ve dilde lezyonlar oluşur. Kulak tutuluşunda, dış kulak yolunda döküntüler, dilin ön 2/3’lük kısmında tat kaybı, kulak ağrısı, baş dönmesi, çınlama ve yüz felci eşlik eder.

Zonadan sonra 1 yıla kadar devam eden sinir ağrıları-nevraljiler ortaya çıkabilir. İçi su dolu keseciklerde bakterilerle iltihap gelişebilir. Beyin iltihabı, menenjit, görme kaybı, yüz felci, sağırlık, Guillain-Barre sendromu, sinir felçlerine neden olabilir.

Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda lezyonlar yaygın olarak görülür. Hastanın lezyonları ve ağrıları tanı koydurucudur. Gerekli hallerde lezyon tabanından alınan kazıntı veya içi sıvı dolu kesecikten alınan örneklerin incelenmesi yapılır

Zona Hastalığı İçin Tıbbi Tedavi Yöntemleri

Uygulanacak tedaviler, uyuyan suçiçeği virüslerini yok etmez. Sadece aktif haldeki virüslere etki eder. Asiklovir, valasiklovir, famsiklovir etken maddelerini içeren kremler kullanılır.

Ağızdan kullanılacak asiklovir veya famsiklovir, zona hastalığında etkilidir. Bakteriyel iltihap gelişmişse, tedaviye antibiyotikli kremler eklenir. Ağrı kesicilere iyi yanıt vermeyen ağrılar için pregabalin veya gabapentin içeren ilaçlar ağız yoluyla kullanılır.

Zona Hastalığı İçin Beslenme Değişiklikleri

B12 vitamininin yetersiz alınması zonaya yatkınlığı artırır. Özellikle vejetaryenlerin B12 vitamini eksikliğine yatkınlığı olması nedeni ile zona olma riskleri daha fazladır.

Bu nedenle B12 vitamini eksikliği olanların gıda veya ilaç ile destek almaları gereklidir. Metformin ve proton pompa inhibitörü kullananlarda B12 eksikliği gelişebilir, bu açıdan takip edilmeleri yararlıdır.

B12 vitamini haricinde kalsiyum, çinko ve C vitamini düzeyleri zonaya bağlı nevralji gelişenlerde daha düşük bulunmaktadır. Bu kişilerin besinlerine dikkat etmeleri ve meyve-sebze ağırlıklı beslenmeleri, yağsız kırmızı et ve balık gibi besinleri düzenli olarak tüketmeleri gereklidir.

Zona Hastalığında Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Düzenli olarak günlük duş alınması zona bölgesinin temiz tutulmasını sağlar ve enfeksiyon kapma riskini azaltır.

Yeterli istirahat yapılmalı ve stresten uzak durulmalıdır. Gece 23.00’ten sonra en az 7 saat uyumalı ve melatonin hormonunun gece döngüsü bozulmamalıdır. Stres, yakınmaları artırabilir. Gevşemek için müzik dinlenebilir, nefes terapileri yapılabilir.

Melatonin: İlaçların Bozduğu Uykuyu Düzeltebilir

Yürüme veya germe egzersizi gibi basit egzersizler doktorun onayı sonrasında yapılmalıdır. Tırnakların kesilmesi ve törpülenmesi, kaşıntıya bağlı cilt hasarını azaltmada yararlıdır.

Soğuk suya batırılmış veya buzlukta bekletilmiş bezin su keseciklerine uygulanması ile kaşıntı ve ağrı azaltılırken, keseciklerin kuruması sağlanır. Buz kalıbı ince bir beze sarılarak da uygulanabilir.

Ağrı ile mücadelede zihinsel meşguliyet önemli olup televizyon izlemek, arkadaşlarla konuşmak veya kitap okumak yararlıdır. Depresyonda olan kişilerde, 60 yaş üzerindeki insanlarda bağışıklık sistemi zayıflamakta ve zonaya karşı yatkın oluşmaktadır.

Depresyon yakınmaları olanların kitaptaki ilgili bölümü okumaları ve uzman doktor yardımı almaları tavsiye edilir.

Zona Hastalığı İçin Önerilen Besin Takviyeleri

B Kompleks Vitaminleri

Herpes zoster virüsünün sinir sistemine verebileceği hasara karşı koruyucu amaçla günde 50-100 mg B vitamin kompleksi önerilir.

Herpes virüsünün sebep olduğu sinir uçlarında hasar nedeniyle görülen şiddetli ağrıya karşı B12 vitamini enjeksiyonu da yapılmaktadır.

E Vitamini ve C Vitamini

Günlük 1.200-1.600 IU E ütamini alınması, ayrıca haricen 30 IU/günlük E vitamini içeren yağın ciltte oluşan kabarcıklara sürülmesi ile ağrının hafıflediği ve hızlı iyileşme gözlendiği bildirilmiştir. Ciltte çabuk iyileşmeyi desteklemek için güçlü antioksidan etkili C vitamininden günde 2 kez 500 mg alınması önerilir.

C Vitamini Faydaları ve Kaynakları? C Vitamini Eksikliği Belirtileri

C vitamininin seviyeleri viral enfeksiyonlarda düşmekte, bu da zonaya zemin hazırlayabilmektedir. Zona yakınmaları olan 67 hastada, standart tedavilere ek olarak 2 hafta süreyle intravenöz-toplardamar yoluyla C vitamini uygulanmış ve sonuç olarak ağrı skorlarıyla cilt bulgularında belirgin iyileşme elde edilmiştir.

Ayrıca C vitamini ile halsizlik, yorgunluk yakınmalarında belirgin azalma sağlanmıştır. Şiddetli yakınmaları olanlarda uygulanabilecek bir yaklaşım olabilir.

Resveratrol

Herpes virüsü ve influenza virüsü gibi etkenlere karşı hücre kültürlerinde antiviral etkinlik göstermektedir. Virüsün DNA’sına bağlanarak etki gösterir. Biyoyararlanımı daha iyi olan tran-resveratrol formu günde 300-600 miligram destek olarak alınabilir.

Zona Hastalığı İçin Önerilen Bitkisel Takviyeler

Kırmızı Biber

Kapsaisin içermektedir. Haricen uygulaması ağrıyı azaltmaya destek olur. %0.075 kapsaisin içeren krem, günde 3-4 kez ovularak sürülür. Bir başka kaynakta, %0.025 oranda kapsaisin içeren kremin de aktif olabileceği belirtilmiştir.

Nane

2-3 damla nane yağı ile ağrılı bölge günde 3-4 kez ovulur. Yaklaşık 6 saatlik bir rahatlama sağlar. Doğrudan yağ ile ovulunca bazı hassas ciltlerde kırmızılıklar oluşabilir. Bu durumda nane yağı tatlı badem yağı ile %80 oranda seyreltilerek uygulanır.

Nane Yağı: Nane Yağının Sağlık Faydaları ve 25 Kullanım Alanı

Kaynak Kitap: Prof. Dr. Canfeza Sezgin

Zona Hastalığı (Herpes Zoster) Nedir? Zona Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

Kiraz Sapı Faydaları Nelerdir? Kiraz Sapı Çayı Nasıl Hazırlanır?

Wed, 15 Jul 2020 09:00:00 GMT

Kiraz sapı çayı geleneksel tıpta sıklıkla kullanılır. Kiraz sapı, en az meyvesi kadar sağlıklı ve besleyicidir. Antioksidan ve antienflamatuar (iltihap karşıtı) özelliklere sahip olan kiraz, dünyanın dört bir yanında sevilerek tüketilen meyvelerdendir.

Kiraz yedikten sonra saplarını atmayıp çay olarak tüketmeye ne dersiniz?

Kiraz Sapı Çayı Faydaları Nelerdir? Kiraz Sapı Çayı Nasıl Hazırlanır?

Kiraz Sapı Faydaları

Her ne kadar daha çok kirazın meyvesini yemeye alışık olsak da, sapları da en az meyvesi kadar besleyici ve faydalıdır.

Çay olarak tüketildiğinde son derece güçlü bir idrar söktürücü olan kiraz sapı, böbrek taşlarının ve idrar yolu enfeksiyonlarının engeller. Ayrıca toksinlerin vücuttan idrarla atılmasına yardımcı olur, bunun nedeni içerdiği bulunan potasyum tuzlarıdır.

Müshil etkisi nedeniyle kabızlık ve obezite tedavisinde de kullanılmaktadır. İçerdiği uçucu yağlar ve anti-inflamatuar özelliği ile gut ve romatizma gibi hastalıklarda destek tedavi olarak kullanılabilir.

Kiraz Sapı Faydaları Nelerdir?

Detoksifikasyon
Böbrek Taşlarına Karşı Koruma
Gut Hastaları İçin Oldukça Faydalıdır
Kolesterol Seviyesini Düzenler
Ağrı Kesici Özellik
Ödemi Önler
Kilo Kaybına Yardımcı Olur
İdrar Yolu Enfeksiyonu Tedavisi

Detoksifikasyon

Kiraz sapı, vücutta ki toksinlerin giderilmesine yardımcı bileşenler içerir. Saplar da bulunan antioksidan miktarı vücudu çok iyi temizler. Detoksifikayon için kiraz sapı çayı içmeyi denemelisiniz.

Böbrek Taşlarına Karşı Koruma

Kiraz sapı, böbrekleri arındıran ve böbrek taşı oluşumunu engelleyen anti enflamatuar özelliğe sahiptir.

Ayrıca böbreklerin daha iyi çalışmasını sağlayan uçucu bileşikler ve potasyum tuzuna sahiptir.

Gut Hastaları İçin Oldukça Faydalıdır

Kiraz sapı Gut ve Romatizma hastalıkları için çok faydalıdır. Bu hastalıklar eklemleri ve bağları zayıflatır, şiddetli ağrılara neden olur.

Sapların, anti enflamatuar özellikleri ve içerisinde bulunan flavonoidler gut ve romatizmayı tedavi eder. Eklemleri, tendonları, bağları ve kasları güçlendirir.

Kolesterol Seviyesini Düzenler

Yüksek kolesterolünüz varsa kiraz sapı çayı harika bir çözümdür. Her gün 1 veya 2 bardak kiraz sapı çayı içmek, kolesterol seviyelerini dengelemeye oldukça yardımcıdır.

Ağrı Kesici Özellik

Vücudumuz da bir ağrı oluştuğunda, çoğumuz aspirin veya ağrı kesici ilaçlar almayı tercih ederiz.

Bu tarz ilaçlar almak yerine kiraz sapı çayı tüketebilirsiniz, ağrıyı hafifletmeye oldukça yardımcıdır. Ayrıca sinirleri güçlendirir ve sakinleştirici etkiye sahiptir.

Ödemi Önler

Kiraz sapı çayı tüketerek ödemi kolayca tedavi edebilirsiniz.

Vücudun herhangi bir yerinde ki ödem bu büyülü saplar ile kolayca tedavi edilebilir.

Ayrıca adet dönemi oluşan şişkinlikte kiraz sapı çayı ile iyileştirilebilir.

Ödem Nedir, Neden Olur? Ödem Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Kilo Kaybına Yardımcı Olur

Kiraz sapında bulunan antioksidanlar, antienflamatuar özellikler ve flavonoidler kilo vermenize yardımcı olur.

Sadece toksinleri değil aynı zamanda vücuttaki yağları da giderir. Kabızlıktan muzdarip olanlar için bağırsak hareketini düzenler.

İdrar Yolu Enfeksiyonu Tedavisi

İdrar yolu enfeksiyonu günümüzde çok yaygın bir problem haline gelmiştir. Sık idrara çıkma, idrar yaparken ağrı ve kanama bu enfeksiyonun sık görülen belirtileridir.

Kiraz sapında bulunan antiseptik özellik enfeksiyonu tedavi etmeye oldukça yardımcıdır.

İdrar Yolu Enfeksiyonu Bitkisel ve Doğal Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kiraz Sapı Çayı Nasıl Yapılır?

Yediğiniz kirazların saplarını biriktirin, güneşte kurutun ve hava almaz bir kap içerisinde saklayınız.

Öğütüp toz haline getirerek kullanabilir veya direkt sap haliyle çayını yapabilirsiniz.

Bir bardak su içerisine 1 çay kaşığı kiraz sap tozu veya birkaç kiraz sapı ekleyin. Dilerseniz birazda tarçın ekleyerek 5-6 dakika boyunca kaynatın, süzün ve sıcakken tüketin.

Dilerseniz taze sapları smoothie ve salatalarınıza ekleyerek de tüketebilirsiniz.

Kiraz Sapı Banyosu

Bu tarif şişkin gözler ve yorgun ayaklar içindir; 4 tutam kiraz sapını 3 litre suda 10 dakika kaynatın. Kaynama bitiminde içine 20 gram çubuk tarçın tanesi ve 5 gram ıhlamur (15-20 yaprak) ilave edin. Hazırladığınız bu karışımla yapacağınız banyo, cildinize nefes aldıracak.

Bir kaba bu karışımdan koyun ve içinde ayaklarınızı 20 dakika kadar bekletin. Ağrılarınızdan kurtulduğunuzu ve ayaklarınızın güzelleştiğini fark edeceksiniz.

Not: Hekiminizin verdiği ilaçIar varsa mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Öncelikle bilmeniz gereken nokta, kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır.

Bu konuda hekiminizin görüşünü alınız. Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun, yazıdaki bilgilerle kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Bu yazıda ki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.

Kiraz Sapı Faydaları Nelerdir? Kiraz Sapı Çayı Nasıl Hazırlanır? yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

Ekşi Mayalı Ekmek Nasıl Yapılır? Tüm Detaylarıyla Ekşi Maya Ekmek Tarifi

Fri, 17 Apr 2020 21:54:35 GMT

Ekşi mayalı ekmek nasıl yapılır? Sorusuna cevap veren Türkçe ve yabancı yüzlerce web sayfası veya youtube kanalına rast gelmişsinizdir. Bu kanallarda amatör veya profesyonel ekmek ustalarının tariflerine kolaylıkla ulaşabilir ve onların deneyimlerinden faydalanabilirsiniz.

Düşünceme göre, bu kadar fazla seçeneğin olması bir bakıma iyi bir bakıma kötü çünkü tarif çeşitliliği yeni başlayan biri için ciddi şekilde kafa karıştırıcı olabiliyor. Bu kafa karışıklığından ben de zamanında nasibimi aldım ve bir çok tarif öğrenip, denedikten sonra konuya bir de kitaplardan çalışmaya karar verdim.

Ekşi Mayanın Kimyasını Öğrenin

Hakan Doğan’ın Ekşi Mayalı Ekmekler ve Aydan Üstünkanat’ın Un Tarihi | Tarifi kitaplarını alıp okumamın bana çok şeyler kattığını söyleyebilirim. Ekmek yapımının yalnızca tarifi değil, yanı sıra fermantasyon ve mayanın kimyasını öğrenmek de ekmek yapmaya bakışınızı değiştirecek ve ufkunuzu açacaktır.

Ekşi maya ekmekle beraber kefir, yoğurt, kombucha çayı, peynir gibi bir çok fermantasyon yöntemi ile üretilen gıdayla amatörce çalışıyor ve işin kimyasını öğrenip, deneyimlemiş olmam işimi oldukça kolaylaştırdı. Fermantasyonun özünü ve kimyasını bilmek, üretim esnasında karşılaşacağınız sorunlara çözüm bulmanızı kolaylaştırır.

Deneyimlerime dayanarak, tariflerde öğrendiğiniz uygulama ve yöntemler hakkında sadece “nasıl yapılır” sorusuna değil “neden yapılır” sorusu üzerine de düşünüp, araştırmanızı tavsiye ederim. Yaptığınız uygulamayı neden yaptığınızı bilirseniz işin özünü anlayabilir, kendinizi geliştirebilir ve sorunlarla daha kolay baş edebilirsiniz.

Ekşi Mayalı Ekmek Tarifim

Ekşi mayalı ekmek yapma maceram üç yılı geçmiş olmasına rağmen kendimi hiç bir zaman tam olarak yeterli görmedim ve sanırım uzun bir süre de görmeyeceğimi düşünüyorum. Dostlarımdan gelen ekşi mayalı ekmek tarifimi kaleme alma baskısına rağmen, böyle bir tarifi yazmaya bugüne kadar cesaret edemedim. İnanın ki bu zamana kadar onlarca kez ekmek yaptım ve her seferinde farklı bir reçete ve yöntem kullanma ihtiyacı duyup, daha iyisini yapabilmek için farklı tarifler üzerine çalıştım.

Her ekmek yapışımda daha pratik ve daha kaliteli ekmek yapımı için sürekli bir şeyleri değiştirdim. Maya hazırlığından tutun da, hamuru yoğurma, kalıplara yerleştirme, fırının pişirme programı, ekmeği bekletme süresine kadar sürekli kafa yorup, her zaman yöntemleri değiştirdim.

Mükemmel Ekşi Mayalı Ekmek Tarifi Yoktur!

Şu an bile bu tarifi yazarken nihai ve mükemmel bir tarif olmadığını ve geliştirmeye devam edeceğime inanıyorum. Ama Coronavirüs (Covid-19) salgını sürecinde insanların üretime heveslenmesi ve özellikle ekmek üretmeye başlamaları beni bu tarifi yazmaya teşvik edip, cesaretlendirdi. Tabii bu sürede telefoniyen veya yazılı olarak bir çok arkadaşa yardım etmem ve tarif taleplerinin artması da oldukça etkili oldu.

Tarifime “ekşi maya nasıl yapılır?” sorusunu cevaplayarak başlamak istiyorum ve ardından ekşi mayalı ekmek tarifime geçeceğim. Sizlere şu uyarıyı yapmak istiyorum; hiç bir adımı atlamadan, bugüne kadar öğrenip, deneyimlemiş olduğum her bilgiyi aktaracağımdan dolayı çok detaya girmiş olabilirim ve bu gözünüzü korkutabilir.

Ama bu detaylar gözünüzü korkutmasın, her adımı aynı şekilde yapmak zorunda değilsiniz. Aklınıza takılan soruları makalenin altına yorum olarak yazabilirsiniz, elimden geldiği kadar size yardımcı olmaya çalışacağım.

Bu makalede “neden ekşi maya ekmek? Ekşi mayalı ekmek faydaları” gibi soruları da paylaşmayı planlıyordum ama uzunca bir yazı olacağından, bu soruların cevaplarını daha önce yazdığımız ve aşağıda linklerini verdiğim makalelerden okumanızı öneriyorum.

Ekşi maya ile yapılan ekmeğin faydaları ve konvansiyonel ekmeğin zararlarını öğrenince, ekşi mayalı ekmek üretmeye daha çok istekli olacağınıza eminim. Benim ekşi mayalı ekmek üretme maceram da bu şekilde başladı.

Ekşi Maya Nasıl Yapılır?

Aşağıda bulunan ekşi maya tarifi, ekmek yapmaya başladığım ilk zamanlar bir çok bilgi edindiğim Aydan Üstkanat’ın Un Tarihi | Tarifi kitabından bire bir alınmıştır. Tüm meraklılara bu kitabı okumalarını tavsiye ediyorum.

Aşağıdaki maya yapımına şahsen eklemek istediğim bir nokta bulunuyor. Bu dikkat çekmek istediğim konu esasında tüm fermente gıdalarla ilgilidir. Ekşi maya, kefir, yoğurt vb fermente gıdaların yapımı esnasında genelde tahta kaşık kullanması önerilmektedir.

Fakat ben tahta kaşık kullanılmasına çok sıcak bakmıyorum ve kendi ürettiğim fermente gıdaları yaparken silikon kaşığı tercih ediyorum. Çünkü tahta kaşıklar doğru şekilde bakımı ve hijyeni sağlanmadığında, üzerinde bakteri üremesi mümkün olan materyallerdir. Bu nedenle ben sizlere her zaman için bakteri tutmayan silikon kaşık kullanmanızı öneriyorum.

1. Gün

250 gr tam buğday unu ve 150 ml suyu kavanoza koyup tahta kaşıkla karıştırıyorum. Kavanozun ağzını keten bir bezle veya fotoğraftaki gibi örterek, oda sıcaklığında rüzgar akımı olmayan bir yere koyup, 24 saat kendi haline bırakıyorum.

2. Gün

Bir kıpırtı varsa maya oluşumu için ortam doğru demektir. Yoksa bir gün daha beklemek gerekir. Üzerinden 200 gr’ını atıp, 150 gr un, 100 ml su ilavesi yaparak tahta kaşıkla karıştırıp, 24 saat kendi haline bırakıyorum.

3. Gün

Mayanın üzerindeki köpüklenme devam ettiğinden, ayni miktar beslemek gerekiyor. Bunun için yine yarısını üstten atıp, bire bir su ve unla besleme yapıyorum.

4. Gün

Mayanın hızlı bir şekilde büyüdüğünü, besinin yetersiz geldiğini su seviyesinin netleşmesinden anlıyorum. Unu biraz artırmak kısa süre için çözüm olabilir.

Bir-İki güne besleme sürelerini kısaltmam gerekebilir. Üzerindeki suyu ve bir miktar karışımı atıyorum. Toplam besleme oranı 200 gr’ı aşmadan, unu daha fazla olmak koşuluyla besleme yapıyorum.

5. Gün

a) Mayada keskin bir koku var ve rengi sararmış. Tam anlamıyla “coşmuş” durumda. Un oranını artırarak yine besleme yapıyorum.

b) Bu beslemeden sonra artık bir işaret koyuyorum ki kabarma hızını ve seviyesini ölçebileyim. Çünkü maya artık çok güçlendi. Yeni bir besleme saati düzeni gerekebilir.

c) İşaret koyduktan bir saat sonra inanılmaz bir hızla kabardığına tanık oluyorum. Durum harika ama mayanın bu gücü benim yarın sabah besleme trafiğini değiştireceğime işaret ediyor. Sizde de durum bu şekilde ilerleyebilir veya daha hızlı ya da yavaş olabilir. Önemli olan onun canlı olduğunu unutmamak ve doğru zamanda doğru miktarda beslemek.

6. Gün

Gece önce çok kabarmış, ardından sönmüş ve işaret koyduğum seviyenin biraz altına inmiş. Beslemeyi 12 saate indiriyorum (Bu gelişme her ortamda ve unda ayni sürelerde olmayabilir.)

7. Gün

12 saatte bir beslemeye devam edeceğim ama taşma oranı bugün çok daha fazla. Bu sebeple besleme ölçülerini bire bir un ve su olarak yeniden düzenleyip, kabı değiştiriyorum.

8. Gün

Maya artık Hazır. Bunu iki gündür köpüklenme şekli ve istikrarından anlıyorum. Tekrar yarısını atıp, ayni miktar un ve suyla besleyerek temiz, bakımlı bir kavanoza alıyorum.

Ve her zaman…

Bundan böyle mayayı buzdolabında saklayıp, üç-dört günde bir besleme yapacağım. Kullanmak istediğimde yarısını ayırıp, beslemesini yapıp buzdolabına koyacağım. Her seferinde kullanacağım kadarını oda sıcaklığında 12 saat bekletmem gerekmekte.

Bu sürede köpüklenme yoğun olacak ve kaya kabarıp çökecek. Bu tablo dışında bir şey yaşarsanız mayayı derhal atın ve yeniden yapmayı deneyin. Unutmayın, o canlı bir organizmadır ve bu tablo dışına çıktığında sağlığınızı tehdit edebilecek zararlı organizmalar üretmiş olabilir.

Ekşi Mayalı Ekmek Nasıl Yapılır?

Genelde insanlar evde ekşi mayalı ekmek yapmanın zor olduğuna inanırlar ve yapmaya cesaret etmezler. Ben size tüm detaylarıyla, bir çok aşamada neden? nasıl? gibi soruların cevapları ile bilgi aktarmaya ve bir çok aşamayı başlıklar altında toplamaya çalışacağım. Umarım anlaşılır ve faydalı bir ekşi mayalı ekmek tarifi olur.

Sizlere iki farkı pişirme yöntemini de anlatmak istiyorum. Döküm tencerede (veya toprak güveç) kapalı şekilde ve teflon pişirme kalıbında açık şekilde pişirme yöntemlerini sizlerle paylaşacağım.

Ekşi Mayalı Ekmek pişirmek için 2 alternatif – Döküm tencere ve Teflon Pişirme Kabı

İki pişirme yönteminde de malzeme ve hamur hazırlama süreci tamamen ayni olacak. Sadece 8-12 saatlik fermantasyon sürecindeki bekletme şeklimiz ve pişirme yöntemimiz değişecek.

Ekşi Mayalı Ekmek Yapımına Hazırlık

Bu bölümde anlatacaklarıma harfiyen uymanız şart değildir. Ama iyi kabaran bir ekmek her zaman yapımcısını mutlu eder. Hatta ekmek yapımının ilk başarı kriteri ekmeğin kabarmasıdır diyebiliriz.

Ki iyi kabarmayan ekmeğin içi ıslak kalır ve tüketime uygun olmaz. Bu nedenle kabarmasıyla ilgili teknik konulara dikkat etmekte fayda var.

Aktif Ekşi Maya

Ekmek yapımı için kullanacağınız ekşi mayanın hazır olduğunu, kabarcıklardan anlayabilirsiniz.

Bunlardan birincisi iyi aktif olmuş mayadır. Ekşi mayada Saccharomyces cerevisiae mayası ve laktik asit bakterileri bulunur. Bu maya ve bakteriler beslendikçe asit ve gaz çıkarırlar. Bu fermantasyon dediğimiz süreç için gerekli ortam ve kimyayı yaratır. Tabii bu gazlar ayni zamanda ekmeğimizin de kabarmasını sağlar.

Ekşi Mayanın Kullanım Öncesi Beslenmesi

Maya ve bakterilerin iştahını artırıp, daha çok beslenmelerini sağlamak yani aktif bir mayaya sahip olmak için, ekmek yapımına başlamadan 2-3 gün önceden mayayı 12 saatte bir beslemenizi öneririm.

Ekmeği yapacağınız günün bir gün öncesinde ise, 8 saatte bir beslemek ekşi mayayı daha da güçlendirir ve iştahını artırır. Buzluğa geri koyduğunuzda ise yeniden beslenmesi yavaşlar ve bekleme moduna geçer.

Sonuç olarak ekmek yapımına sabah 8:00 gibi başlayacaksanız, bir gün önceden 8 saatte bir beslediğiniz mayanızı en son gece 00:00 gibi beslemeniz size avantaj sağlayacaktır.

Doğru Un Seçimi

Ekmek un ve sudan oluşur, bu nedenle un seçimi oldukça kritik bir konudur. Ekşi maya ekmek yapımı için her zaman organik un tercih etmenizi tavsiye ediyorum. Ancak organik unlara ulaşmak o kadar kolay değil ve bütçemizi zorlar.

Ayni zamanda kalın kepeği bol olan tam buğday un ile yapılan hamurun hareket kabiliyeti düşük olduğundan kabarma ile ilgili sorun yaşanabilir. Bu nedenle her zaman tam buğday ununu elekten geçirmenizi ve kalın kepekten ayırmanızı tavsiye ediyorum.

Ekşi Mayalı Ekmek Tarifi

Yavaş yavaş ekşi mayalı ekmek için gerekli malzeme bölümüne geçelim. Kullanacağınız malzeme miktarı, kullanacağınız unun türüne ve markasına göre değişlik gösterebilir. Beyaz un oranını artırdıkça su oranını azaltmanız veyahut un oranını artırmanız gerekebilir veya tam buğday oranını artırdıkça su oranını artırmanız veya un oranını azaltmanız gerekebilir.

Tam buğday un, beyaz undan daha çok su kaldırır, çavdar ise tam buğdaydan daha çok. Bu ölçüler zamanla değişecektir. Hatta bir markanın tam buğday unu ile bir başka markanın tam buğday ununun su kaldırması bile değişiklik göstermektedir. Zamanla deneyim kazandıkça bu tür durumlarla nasıl başa çıkmanız gerektiğiniz öğreneceksiniz

Yoğurma esnasında hamurunuzun fazla cıvık olduğunu düşünürseniz, yoğurma veya katlama esnasında un takviyesi veyahut katı olduğunu düşündüğünüz hamura su takviyesini bu süreçlerde yapabilirsiniz.

Ekşi Mayalı Ekmek Yapımı ( 1 adet)

Ekmeğimizi otoliz sistemi yani gocuk/ön hamur/genç maya ile yapacağız. Bu durumda sizlere önce ön hamur için malzemeyi vereceğim. Bu aşama için elektronik bir tartı, cam bir kap, malzemeyi karıştırmak için silikon kaşığa ve kabımızın üzerini kapatmak için streç filme ihtiyacımız olacak.

Ön Hamur / Genç Maya (140 gr) için Malzemeler

40 gr Ekşi Maya (Aktif Maya)
50 gr İçme Suyu (klorsuz)
50 gr Tam Buğday Unu / Çavdar Unu

50 ml/gr 37-40 derece sıcaklıkta su ekliyoruz
40 gr maya ekliyoruz
maya ve suyu karıştırıyoruz
50 gr un ekliyoruz
Streç film ile kapatıyoruz
140 gr Ön hamurumuz hazır

Ön hamurun hazır olması için 6 saate ihtiyacımız olacak. Dikkat etmişseniz yukarıdaki ilk görselde, ön hamurda kullanılacak su sıcaklığı için 37-40 santigrat derece olarak not düştüm. Tüm ekşi mayalı ekmek yapım süresince ekleyeceğimiz suyun 37-40 derece olmasına önem verin. Termometreniz yoksa bile suyun ılık olmasına dikkat edin. Ekmek maya ve bakterilerin en etkin çalışma sıcaklığı 37 derecedir.

Ne kadar uygun ortam yaratırsak maya ve bakterilerimiz o kadar etkin çalışır ve mayamız, hamurumuz tam beklediğimiz zamanlarda hazır olur. Mayanın, ön hamurun (gocuk / genç maya) gecikip hazır olmaması, süreci zincirleme geciktirecektir. Bu nedenle işimizi garantiye almak için sıcaklıklara dikkat etmekte fayda var.

Ön Hamur / Genç Mayanın Bekleme Süreci

Hazır ön hamur
bir iki kat bezle sarılır
önceden 50-60 derece ısıtılmış fırına, kaynar su dolu kavanoz ile yerleştirilir.

Özellikle soğuk havalarda fermantasyon için bu bekletme yöntemini kullanmanızı öneririm.

Bu aşamada fırınımızı 50-60 derecede 2-3 dakika çalıştırıyoruz ve 140 gr ön hamur/genç mayamızı ısısını muhafaza etmesi ve dışarıdaki ısıya direkt olarak maruz kalmaması için büyükçe bir bezle bir kaç kat sarıyoruz.

Bir kavanoza 1-2 litre kaynamış su koyup maya ile birlikte fırına 6 saatliğine yerleştiriyoruz. Bu ılık ortamda 6 saat sonra ön hamur / genç maya ekmek hamuru yapımına başlamak için hazır olacaktır. Özellikle kış aylarında bu yöntemi kullanmanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.

ön hamurun üzeri kabarcıklar
ön hamurun altı kabarcıklar

Gördüğünüz gibi 6 saat sonunda ön hamur (genç maya) kabarcıklar ile hazır olduğunu belli ediyor. Bu noktada ek bir bilgi vermek istiyorum. Gördüğünüz gibi cam kaptan görünen alt kabarcıklar beklediğimiz gibi çok büyük kabarcıklar oluşturmadı.

Ama bu mayamız hazır değil demek değildir çünkü ilk görselde görüldüğü gibi üst yüzeyde baloncuklar bulunmakta. Bu şu anlama geliyor; ılık ortamda ve biraz da yumuşak olan hamurda kabarcıklar yukarı doğru hareket edip, üst yüzeyde patlayarak kayboluyorlar.

Eğer mayanın üst yüzeyinde bu baloncukları görmüyorsak, hazır olmadığını düşünebiliriz. Fakat bu iki durum bir arada olduğunda, her şeyin yolunda ve ön hamurun hazır olduğunu düşünebiliriz.

Ekşi Mayalı Ekmek Hamuru Hazırlama

Sıra geldi ekşi mayalı ekmek hamurumuzu hazırlamaya. Bu aşamada ihtiyacımız olan ekipman; silikon kaşık, elektronik tartı, süzgeç ve yoğurma için cam/plastik bir kap.

Ekşi Maya Hamur (1015 gr) için Malzeme

140 gr Ön Hamur / Genç Maya
10 gr Kaya Tuzu / Deniz Tuzu
350 gr İçme Suyu (Klorsuz)
5 gr Organik Dut Pekmezi (farklı bir pekmez de olur)
250 gr Sade Buğday Un (beyaz un)
250 gr Tam Buğday Unu
10 gr Sızma Zeytin Yağı

10 gr Kaya / Deniz tuzunu ekliyoruz
35 ml/gr suyu ekliyoruz ve kenara ayırıyoruz

Hamurumuzu ilk yoğuracağımızda fermantasyonu kontrol altında tutacak olan tuzu ve zeytinyağını karışma dahil etmiyoruz.

10 gr tuz ile toplam kullanılacak 350 ml/gr suyun %10’una denk gelen 35ml/gr suyu önceden ayrı bir kaba ayırıyoruz.

Tuzlu su ve zeytinyağını, hamura 1.5 – 2 saat dinlendirildikten sonra dahil edip, yeniden yoğuracağız.

Ekşi Maya Hamuru Hazırlığı

315 ml/gr ılık suyumuzu kaba koyuyoruz
140 gr ön hamur / genç mayamızı ekleyip karıştırıyoruz
5 gr pekmez ekleyip yoğuruyoruz
250 gr Tam buğday unu ekliyoruz
250 gr sade buğday un ekliyoruz
Tüm malzemeyi karıştırıyoruz
Hamurun üzerine sade buğday unu serpip, naylonla örtüyoruz
Naylon poşetin üzerini mutfak havlusu ile kapatıyoruz

Suyu Ekliyoruz

Şimdi sıra ekşi mayalı ekmek hamurunu hazırlamakta. Yoğurma kabını tartımıza yerleştirip tartıyı sıfırlıyoruz (tare). 37-40 derece sıcaklıktaki 325 ml/gr suyu yoğurma kabına döküyoruz.

Ön Hamuru Ekliyoruz

Ardından 140 gr ön hamur / genç mayayı ekleyip silikon kaşık ile karıştırıyoruz.

Pekmez Ekliyoruz

5 gr dut pekmezi veya sizin arzu ettiğiniz başka bir pekmezi ekliyoruz. Burada pekmezin görevi lezzet ve fermantasyonu hızlandırmak. Bakteri ve maya buğdayda bulunan nişasta bazlı şeker ile beslenir, biz burada biraz daha şeker takviyesi yaparak süreci hızlandırıp, güçlendiriyoruz.

Fermantasyon süresince bu şeker bakteri ve mayalar tarafından tüketilecektir. Araştırmacılar, mayalanmanın karbonhidrat moleküllerinin yapısını değiştirebileceğine inanıyorlar. Bu sürecin ekmeğin glisemik indeksini (GI) azalttığına ve şekerin kan dolaşımına girdiği hızı yavaşlattığı düşünülmektedir.

Un Ekliyoruz

Ardından 250 gr tam buğday unu ve 250 gr sade buğday ununu ekleyip yoğuruyoruz. Cıvık ve ele yapışan bir hamur elde edeceğiz.

Yoğurmamız bittikten sonra süzgeç ile üzerine sade buğday unu serpin. Bu işlem bekleme süresinde hamurun dış yüzeyinin kabuklanmasını ve su kaybetmesine engel olacaktır.

Dilerseniz üzerine benim yaptığım gibi naylon poşet ve mutfak havlusu koyup, su kaybını ve kabuklanmayı çok daha etkin şekilde engelleyebilirsiniz.

Ekşi Maya Ekmek Hamurunun Yoğrulması

Ekşi mayalı ekmek hamuru ilk yoğurma

Ekşi mayalı ekmek hamurumuzu görsel ve videoda görüldüğü gibi 1.5 – 2 saat dinlendiriyoruz. Ardından sıra tuzlu su ve zeytinyağını eklemeye geliyor.

Ekşi Mayalı Ekmek Hamuru zeytin yağı ekleme

Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Enfeksiyonla Savaşan Antiviral Bitkiler

Tue, 24 Mar 2020 13:47:42 GMT

Günümüzde, birçok insan yıllık grip aşısı yapmayı tercih ediyor, ancak grip virüsünün mutasyona uğrayan türleri nedeniyle sadece %80 etkili oluyor; ayrıca, grip aşıları bağışıklık sistemini uygunsuz ve doğal olmayan bir şekilde eğitiyor ve genellikle aşılar tehlikeli kimyasallar ve koruyucular içeriyor.

Grip Aşısı Olmalı Mıyız? Grip Aşısının Koruyuculuğu Ne Kadar?

Soğuk algınlığı, grip, hepatit, mononükleoz ve HIV de dahil olmak üzere enfeksiyonlara neden olabilecek 400’den fazla farklı virüs türünün olduğunu biliyor muydunuz?

Neyse ki doğada, bağışıklık sistemini güçlendiren, iltihabı azaltan ve enfeksiyonlarla savaşan bir dizi güçlü antiviral(virüslere karşı etkili, virüslerin zararlı etkilerini yöneten) bitki var.

Virüs Nedir?

Virüs, farklı organizmaların yaşayan hücrelerinin içinde çoğalabilen küçük, bulaşıcı bir ajandır. Virüsler; insanlar, hayvanlar, bitkiler, bakteriler ve arkealar (veya arkebakteriler, canlı organizmaların bir ana bölümü) gibi mikroorganizmalar dahil olmak üzere her türlü yaşam formuna bulaşabilir. Dünyadaki hemen hemen her ekosistemde bulunurlar ve virüsler en bol biyolojik varlık türleridir.

Virüsler aslında “yaşamın kenarındaki organizmalar” olarak tanımlanmıştır, çünkü genetik materyal taşırlar, doğal seleksiyon yoluyla çoğalırlar ve gelişirler, ancak genellikle canlı olarak kabul edilmesi gereken hücre yapısından yoksundurlar.

Çin, ‘Favipiravir’ İlacının Corona Virüs Tedavisinde Etkili Olduğunu Açıkladı

Bir virüsün yayılmasının birçok yolu vardır. Hayvanlarda, virüs kan emici böcekler tarafından taşınır. İnfluenza gibi bazı virüsler öksürme ve hapşırma yoluyla yayılır.

Viral gastroenterit (enfeksiyona bağlı ishal) gibi virüsler fekal-oral (dışkısal) yoldan (zayıf sanitasyonun -halk sağlığını korumak için alınan genel önlemler- bir sonucu olarak) bulaşır ve temas yoluyla insandan insana geçer veya vücuda yiyecek ve su yoluyla girerler. HIV, cinsel temas ve enfekte olmuş kana maruz kalma yoluyla bulaşan birkaç virüsden biridir.

Bir virüs ile enfekte olmanın en korkutucu yanı, antibiyotiklerin işe yaramamasıdır. Aşılar işe yaramayabilir, AIDS ve viral hepatite neden olan virüsler de dahil olmak üzere, aşı kaynaklı bağışıklık tepkilerinden kurtulup kronik enfeksiyonlara neden olabilirler.

Antiviral Bitkiler Nelerdir? Ne İşe Yararlar?

Antiviral bitkiler virüslerin gelişimini engeller. Antiviral bitkiler, vücudun viral patojenlere saldırmasına izin veren bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu bitkiler, spesifik patojenlere saldırmak üzere tasarlanan antiviral ilaçlarından daha etkili bile olabilir, çünkü patojenler zamanla mutasyona uğrar ve tedaviye daha az duyarlı hale gelirler.

Antiviral bitkiler sadece viral enfeksiyonlarla savaşmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve gribe karşı doğal ilaç olarak çalışmakla kalmaz, aynı zamanda kardiyovasküler, sindirim ve antienflamatuar destek gibi bir dizi başka sağlık yararları da vardır.

Antiviral Bitkiler

Bağışıklık sistemini güçlendiren, iltihabı azaltan ve enfeksiyonlarla savaşan bir dizi güçlü antiviral bitkile

En Etkili Antiviral Bitkiler

Ekinezya
Aynısafa
Sarımsak
Astragalus Kökü (Geven Otu)
Kedi Pençesi
Meyan Kökü
Zeytin Yaprağı
Kekik

Ekinezya

Ekinezya, tüm zamanların en çok satan bitkilerinden biri haline geldi; çünkü ekinezya’nın düzenli kullanımı bağışıklık sistemini destekleme ve genel sağlık için oldukça faydalıdır. Ekinezyada ki fitokimyasalların virüs enfeksiyonlarını ve tümörleri azaltma kapasitesine sahip olduğunu gösteren önemli çalışmalar vardır.

Ekinezya virüslere karşı en güçlü doğal antivirallerden biridir. Bakteri ve virüslerin sağlıklı hücrelere nüfuz etmesini engelleyen ekinasein adı verilen bir bileşik içerir. Ekinezya, her türlü enfeksiyona yakalanma olasılığını büyük ölçüde azaltır.

Ekinezya’nın, ağrıları hafifletme, iltihabı azaltma, cilt problemlerini iyileştirme, üst solunum yolu sorunlarını tedavi etme ve zihinsel sağlığı iyileştirme gibi faydaları da vardır.

3 Günlük Su Orucu Bağışıklık Sistemini Yenileyip Daha Güçlü Oluşturuyor

Aynısafa Çiçeği

Bazen pot kadife çiçeği olarak da adlandırılan aynısefa bitkisinin çiçek yaprakları, en az 12. yüzyıldan beri tıbbi amaçlar için kullanılmaktadır.

Bu antiviral bitki, hücrelerin serbest radikallerden zarar görmesini önleyen bitki bazlı antioksidanlar olan yüksek miktarlarda flavonoidlere sahiptir. Flavonoidler virüsler, enflamasyon ve bakterilere karşı savaşır.

Bitkinin kurutulmuş yaprakları enfeksiyonları, yanıkları, yaraları ve kesikleri tedavi etmek için tentürlerde ve merhemlerde kullanılır.

Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi’nin çalışmalarına göre, çocuklarda kulak enfeksiyonlarını tedavi etmek için aynısefa içeren kulak damlalarının kullanıldığı ve bilimsel çalışmalarda hiçbir yan etkisinin bulunmadığı gösterilmiştir.

Probiyotikler: Bağırsaktaki Bağışıklık Sistemi Savaşçıları İyi Bakteriler

Sarımsak

Çalışmalar, sarımsağın veya sarımsakta bulunan spesifik kimyasal bileşiklerin, tüberküloz, pnömoni, pamukçuk ve uçuk dahil olmak üzere en yaygın ve en nadir enfeksiyonlardan sorumlu sayısız mikroorganizmanın öldürülmesinde oldukça etkili olduğunu göstermiştir.

Sadece herpes için kullanılan en iyi antiviral bitkilerden biri değil, aynı zamanda göz enfeksiyonlarını tedavi etmeye de yardımcı olur ve doğal bir kulak enfeksiyonu ilacı olarak çalışır.

Çiğ sarımsağın; kanser riskini azaltma, hipertansiyonu kontrol etme, kardiyovasküler sağlığı iyileştirme ve saç dökülmesi ile mücadele gibi faydaları vardır.

Evde sarımsak yağı infüzyonu yapmak için, diş sarımsakları ezin ve bir taşıyıcı yağa (zeytinyağı gibi) ekleyin. Karışımı yaklaşık beş saat bekletin, sonra sarımsak parçalarını süzün ve süzülen yağı ağzı kapalı bir kavanozda tutun. Bu infüzyon ayrıca topikal olarak uçuk gibi yaralarda antiviral bir bitki olarak da kullanılabilir.

Sağlık yararları için, çiğ bir diş sarımsak yutmayı da deneyebilirsiniz. Sarımsağın etken maddesi allisini serbest bırakmak için bir kez ısırın; sonra hap gibi su ile yutun.

Astragalus Kökü (Geven Otu)

Başka bir güçlü antiviral bitki olan Astragalus kökü, geleneksel Çin tıbbında yüzyıllardır kullanılmaktadır ve ana kullanımı vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmektir. Bilimsel çalışmalar, astragalus’un antiviral özelliklere sahip olduğunu ve bağışıklık sistemini uyardığını, bunun da soğuk algınlığı veya grip tedavisine yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Herpes Simpleks Virüsü (HSV) için en etkili antiviral bitkilerden biridir. 2004 yılında yapılan bir araştırma, astragalusun hsv tip 1 üzerindeki etkilerini değerlendirdi ve bitkinin bariz inhibe edici etkinliğe sahip olduğunu buldu.

Çin Tıp Bilimleri Dergisi’nde yayınlanan bir başka çalışma, astragalus’un farelerde coxsackie B (el-ayak-ağız hastalığı) virüsünün büyümesini inhibe edebildiği sonucuna vardı.

Sadece doğal bir viral enfeksiyon tedavisi olarak çalışmakla kalmaz, aynı zamanda astragalus da antibakteriyel ve antienflamatuar özelliklere sahiptir, yara bakımı için topikal olarak ciltte kullanılır. Ayrıca kortizol seviyelerini düşürmek için kullanılan adaptojen bitkilerinden biridir.

Bağışıklık Sistemi Güçlendirmek İçin Beta Glukan

Kedi Pençesi

Kedi pençesinin kabuğu ve kökü Güney Amerikalılar tarafından yüzyıllardır ateş, mide ülseri, sindirim sorunları ve dizanteri gibi hastalıkları tedavi etmek için kullanılmaktadır. Kedi pençesi doğal bir artrit ilacı olarak kullanılır ve ülser semptomlarını da tedavi edebilir.

Kedi pençesi antiviral özelliklere sahiptir ve uçuktan kurtulmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca HIV üzerindeki etkilerini de araştırmaktadır.

Bu güçlü bitki aynı zamanda anti-enflamatuar, antibakteriyel ve antifungaldir. Ülserler, irritabl bağırsak sendromu, kolit ve sızdıran bağırsak sendromu gibi sindirim problemlerini tedavi etmek için kullanılır.

Kedinin pençesini düzenli olarak tüketmenin en iyi yolu, 200 gr suda bir çorba kaşığı kurutulmuş bitki ile çay yapmaktır.

Kefir Nedir ve Faydaları | Bağışıklık Sistemi Güçlendirici, Bağırsak İyileştirici

Meyan Kökü

Meyan kökü, hepatit C, HIV ve influenza gibi hastalıkların tedavisinde ve önlenmesinde önemli bir antiviral bitkidir.

Çin Viroloji Dergisi, triterpenoid içeriği nedeniyle meyan kökünün antiviral aktivitesini doğrulayan bir derleme yayınladı. 2010 yılında yayınlanan başka bir çalışmada; meyan kökü antioksidan, serbest radikallerle savaşan ve immün sistemi uyarıcı etkileri dikkat çekiyor.

Meyan kökü faydaları

Boğaz ağrısı için rahatlatıcı etki
Doğal öksürük giderici
Sızdıran bağırsak belirti ve semptomlarına karşı koruma
Adrenal yorgunluğu azaltma
Ağrı kesici

Zeytin Yaprağı

Zeytin yaprağı antiviral özelliklere sahiptir, bu da sık görülen soğuk algınlığı ve tehlikeli virüsleri tedavi etmeye yardımcıdır; kandida belirtileri, menenjit, zatürre, kronik yorgunluk sendromu, hepatit B, sıtma, bel soğukluğu, tüberküloz ve diş, kulak, idrar yolu enfeksiyonlarını tedavi eder, ayrıca zona için doğal tedavi edici bir ilaçtır.

Araştırmalar, zeytin yaprağı ekstraktının influenza ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan bazı virüsler de dahil olmak üzere hastalığa neden olan bir dizi mikropla etkili bir şekilde savaştığını göstermektedir. Zeytin yaprağında bulunan güçlü bileşikler istilacı organizmaları yok eder, virüslerin çoğalmasını ve enfeksiyona neden olmasını engeller.

Zeytin yaprağı sağlığımız için çok faydalıdır. New York Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir çalışmada, zeytin yaprağı ekstraktlarıyla tedavinin, HIV-1 enfeksiyonuyla ilişkili birçok değişikliği tersine çevirdiğini kaydedilmiştir.

Zeytin Yaprağı Çayı Nasıl Hazırlanır? Faydaları ve Zararları

Kekik

Kekik güçlü bir antiviral ajandır. Tıbbi kekik, uçucu yağını çıkarmak ve iyileştirici bileşiklerini korumak için damıtılır. Sadece 1 kilo kekik yağı üretmek için 1000 kilodan fazla kekiğe ihtiyaç duyulur.

Kekik yağının faydaları, bazı antibiyotiklerden daha üstün olduğu kanıtlanmıştır, üstelik antibiyotiklerin aksine ciddi yan etkileri de yoktur. Kekik, güçlü antibakteriyel ve antifungal özelliklere sahip iki güçlü bileşik, karvakrol ve timol içerir.

Karvakrol; viral enfeksiyonları, alerjileri, tümörleri, parazitleri ve hastalığa neden olan iltihaplanmayı tersine çevirir.

Kekik: Dertlere Deva Bitki, Kekik Yağı ve Kekik Suyunun Faydaları

Antiviral Bitkiler Nasıl Kullanılır

Bitki Çayları

Çaylar, günlük olarak bitkilerin antiviral etkilerinden faydalanmanın harika bir yoludur. 5-10 dakika boyunca bir çorba kaşığı kurutulmuş bitkiyi sıcak suda bekletin ve afiyetle tüketin. Örneğin ekinezya, çoğu gıda mağazasında satılan kolayca ulaşabileceğiniz popüler bir bitkisel çaydır.

Bitkisel İnfüzyon

Bitkisel infüzyonlar çay formundan daha güçlüdür, çünkü daha fazla miktarda bitki özü içerirler.

Kendi bitkisel infüzyonunuzu yapmak için, bir bardak antiviral otu suya koyun, yaklaşık 7 saat boyunca bekletin.

İnfüzyonu hava geçirmez bir kavanozda saklayın, soğuk veya ısıtılmış olarak içebilirsiniz. İnfüzyonlar güçlü içeriğe sahip olduğu için günde bir fincandan fazla içilmemelidir.

Bitkisel İnfüzyon Yağı

İnfüzyon yağı, bitkiyi bir taşıyıcı yağda bir kaç saat ısıttığınız zaman elde edilen bileşimdir. Karışımı ısıtmak için fırın kullanabilir veya 12 saat sıcak ve güneşli bir yerde demlenmeye bırakabilirsiniz.

Yaklaşık 1/2 bardak antiviral bitkiyi (tek bir bitki yerine, bitki karışımı da kullanabilirsiniz) 1 bardak taşıyıcı yağa ekleyerek (hindistancevizi yağı, jojoba yağı gibi) 2 saat boyunca fırında ısıtın veya güneş altında 12 saat boyunca demleyerek kendi bitkisel infüzyonunuza sahip olabilirsiniz.

Karışımı fırında ısıtmayı tercih ederseniz, 200 derecede 3 saat boyunca fırın için güvenli bir kaba koyarak yapmalısınız. Güneşte bekletmeyi tercih ediyorsanız, hava geçirmez bir kavanozda yaklaşık 12 saat boyunca bekletmelisiniz.

Isıtma işleminden sonra yağı bir bir tülbent yardımıyla süzün ve ağzı kapalı koyu renkli bir kavanoza süzün. Enfeksiyonlardan korunmak için yağı topikal olarak kullanabilirsiniz.

Uçucu Yağlar

Antiviral bitkilerin çoğu uçucu yağlar olarak satılmaktadır; aldığınız yağın kalitesinden emin olun.

Uçucu yağların antiviral özelliklerinden faydalanmak için, bir difüzöre 3-5 damla damlatın, ılık banyo suyuna 2-3 damla ekleyin veya 1-2 damla uçucu yağı taşıyıcı bir yağ ile karıştırarak cildinize uygulayın.

Uçucu yağlar ile ayaklarınıza, karnınıza ve göğsünüze masaj yapmak ateş veya grip belirtileriyle savaşırken oldukça yararlı olacaktır.

Kış Hastalıkları: Hastalıklarından Koruyan ve Tedavi Eden Bitkisel Kürler

Yan Etkiler

Yağ infüzyonu veya uçucu yağ kullanıyorsanız, ürünlerin son derece güçlü olduğunu ve uzun süre kullanılmaması gerektiğini unutmayın. Bu doğal bitkileri antiviral özellikleri için kullanıyorsanız, iki haftadan fazla tüketmemelisiniz. Ara vererek kullanmalısınız.

Hamileyseniz, uçucu yağ kullanımına dikkat edin ve kullanmadan önce doktorunuza danışın.

Antiviral bitkileri bazıları ilaçlarla etkileşime girer, bu nedenle özünü veya uçucu yağını kullanmaya başlamadan önce bitkiyi iyice araştırın veya doktorunuza danışın.

Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Bitki, Takviye ve Yağlar

Kaynay: https://draxe.com/nutrition/antiviral-herbs/

Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Enfeksiyonla Savaşan Antiviral Bitkiler yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

Çin, ‘Favipiravir’İlacının Corona Virüs Tedavisinde Etkili Olduğunu Açıkladı

Wed, 18 Mar 2020 19:06:08 GMT

Çinli araştırmacılar, Japonya tarafından geliştirilen grip ilacı Favipiravir’in corona virüs tedavisinde etkili olduğunu klinik çalışmalarla kanıtladıklarını açıkladı. Semptomları gerilettiği tespit edilen ilaç, virüsün tedavisinde kullanılacak.

Çinli araştırmacılar, ülkenin Wuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyayı alarma geçiren öldürücü corona virüsün tedavisine umut olabilecek bir çalışmaya imza attı.

Çin Ulusal Biyoteknoloji Geliştirme Merkezi Müdürü Zhang Xinmin, Japonya tarafından geliştirilen Avigan veya Favilavir olarak da bilinen Favipiravir adlı grip ilacının corona virüs semptomlarını iyileştirdiğini tespit ettiklerini duyurdu.

Coronavirüs İle İlgili Gelişme! Virüs En Çok Hangi Kan Grubuna Bulaşıyor?

Pekin’de düzenlenen bir basın toplantısında konuşan Zhang, ilacın etkinliğinin ülkedeki iki farklı sağlık kuruluşu tarafından yapılan klinik çalışmalarda kanıtlandığını açıkladı.

Hastalarda Uygulandı

İlacın Wuhan ve Shenzen şehirlerinde sırasıyla 240 ve 80 kişilik hasta grupları üzerinde denendiğini aktaran Zhang, corona virüsü hastalarından Favipiravir ilacı verilenlerin ortalama dört gün içinde negatif sonuç verdiğini ifade etti.

İlacı kullanmayan hastalarda ise sürecin 11 günü bulduğunu kaydeden Zhang, Favipiravir’in zatürre başta olmak üzere corona virüsü semptomlarını gerilettiğinin ve belirgin bir yan etkisinin olmadığının da altını çizdi.

Etkinliği Kanıtlandı

Ayrıca, ilacı kullanan hastaların sağlık koşullarındaki iyileşmenin tıbbi testlerle sabit olduğunu vurgulayan Zhang, ilaç tedavisi uygulanan hastaların yüzde 91’inin akciğer sağlığında iyileşme kaydedildiğini müjdeledi. İlaç kullanmayan hastalarda ise oranın yüzde 62’ye düştüğü belirtildi.

Grip İlacı Olarak Kullanılıyor

Japonya Sağlık Bakanı Katsunobu Kato, daha önce yaptığı açıklamada, etkisinin kanıtlanması halinde grip için geliştirilen Favipiravir adlı ilacın corona virüsü tedavisinde kullanılabileceğini söylemişti.

Fujifilm Grubu’nun bir şirketi olan Toyama Chemical Co. Ltd. tarafından grip ilacı olarak geliştirilen Favipiravir tabletin, daha önce Ebola virüsüne karşı da etki gösterdiği gündeme gelmişti.

Kaynak: https://www.ntv.com.tr/saglik/cin-favipiravir-ilacinin-corona-virus-tedavisindeetkili-oldugunu-acikladi,V46DIjmCiECIHg2SXJXGKg

Çin, ‘Favipiravir’ İlacının Corona Virüs Tedavisinde Etkili Olduğunu Açıkladı yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

Coronavirüs İle İlgili Gelişme! Virüs En Çok Hangi Kan Grubuna Bulaşıyor?

Wed, 18 Mar 2020 18:36:16 GMT

Coronavirüs dünya çapında can almaya devam ediyor. En çok merak edilen konu ise virüs için bir aşının bulunup bulunmadığı yönünde. Coronavirüs ile ilgili yeni bir araştırma yayınlandı.

Çinli bilim adamları yeni tip coronavirüsün hangi kan gruplarında daha etkili olabileceği üzerine bir çalışma yaptı. İşte son dakika gelişmesi olarak yayınlanan araştırmanın detayları..

Çin’de ortaya çıkan coronavirüs ile ilgili son dakika gelişmelere yaşanmaya devam ediyor. İnsanların en çok merak ettiği konular aşı konusu. Bunun yanında da virüsün hangi kan gruplarında daha fazla etkili olduğu konusu var.

Çinli bilim adamları coronavirüsün hangi kan grubunda daha fazla etkil olabileceği konusunda bir çalışma yaptı.

Haftalık hakemli tıbbi dergi BMJ, Yale Üniversitesi ve ABD merkezli genomik araştırmalara odaklanan Cold Spring Harbor Laboratuvarı’nın desteklediği çevrimiçi sağllık araştırmalarının yayımlandığı medRxiv yeni tip koronavirüs ile ilgili Çinli bilim insanlarının çalışmasına yer verdi.

Söz konusu araştırma dünyayı etkisi altına alan ve 7 binden fazla insanın ölümüne neden olan yeni tip koronavirüs Kovid-19’un hangi kan gruplarında daha etkili olduğu ile ilgili bilgiler sunuyor.

2 Bin 713 Vaka İncelendi

Ülkedeki bilim insanları A, B, O kan gruplarına sahip 2 bin 713 vaka arasında bir araştırma yaptı. Virüsün merkezi Vuhan ve Shenzhen kentindeki üç hastanedeki vakaları inceleyen uzmanlar, bin 775 enfekte olmuş kişiyle virüs nedeniyle hayatını yitiren 206 kişiyi inceledi.

Araştırma kapsamına aynı zamanda enfekte olmamış ancak risk altında bulunan 3 bin 964 Vuhan sakini de dahil edildi.İncelenen kişilerin yaş aralığı 18.6 – 45 olarak belirtildi.

A Grubunun Risk Oranı Daha Yüksek

Buna göre kan grubu A olanların virüse yakalanma oranlarının daha yüksek olduğu, en az etkilenenlerin ise kan grubu 0 kişiler olduğu ifade edildi.

0 Kan Grubunda Risk Düşük

Analiz sonuçları A grubu bireylerin kan grubu A olmayanlara göre Kovid-19 açısından daha yüksek risk taşıdığı, 0 kan grubuna sahip bireylerin enfekte olma risklerinin ise daha düşük olduğunu ortaya koyuyor.

Araştırmacılar kan grupları ve enfekte olma olasılıkları arasındaki ilişkiyi incelerken yaş aralıkları ve cinsiyet ilintisini de ele aldı.

Kan Gruplarıyla İlgili Başka Bir İddaa

medRxiv’de yayımlanan bilimsel makale yaş ve cinsiyetin kan gruplarıyla alakalı çıkan sonuçlara çok önemli bir etkisinin olmadığını söylüyor.

Araştırmaya göre Kovid-19 ile kan grubu arasındaki enfekte olma riski ilişkisine dair yüzdelik oranlar şöyle:

A kan grubu : %37.75
0 kan grubu: %25.80

Araştırmada “AB ve B kan gruplarının enfeksiyona yakalanma riski daha yüksek görünüyordu ancak istatistiksel manada anlamlı bir veri elde edilemediği için araştırmaya dahil edilmedi” denildi.

Bu sebeple AB ve B kan gruplarının virüs ile ilintisi ile ilgili istatistiki bir veriye yer verilmedi.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/galeri/dunya/son-dakika-flas-gelisme-coronavirus-ile-ilgili-flas-gelisme-virus-en-cok-hangi-kan-grubuna-bulasiyor/8

Coronavirüs İle İlgili Gelişme! Virüs En Çok Hangi Kan Grubuna Bulaşıyor? yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

Koronavirüsle Mücadeleden Olumlu Haberler: İlaç, Antikor, Aşı Çalışmaları

Wed, 18 Mar 2020 15:27:41 GMT

Koronavirüs salgınından dolayı her gün gündeme arka arkaya çok sayıda iç karartıcı olumsuz haber düşüyor. Bunun gerek insan ve toplum sağlığına gerek finansal piyasalara son derece olumsuz etkisi olduğu düşünülüyor.

İşte koronavirüs yani Covid-19 salgını ile ilgili umut verici ve olumlu gelişmeler:

Hastane vaka yetersizliği nedeniyle kapatıldı

Çin vakalarda yaşanan düşüş ve yeterli sayıda yeni vaka gelmemesi nedeniyle koronavirüs için kurulan sonuncu hastaneyi kapattı.

Avustralya’da heyecan verici gelişme

Avustralyalı bilim insanları koronavirüs için tedaviyi bulduklarını ileri sürüyor. Queensland’deki Klinik Araştırma Merkezi uzmanları bulunan ilacın hali hazırda bazı hastalarda denendiğini ve bu kişilerin durumunun düzeldiğini belirtiyor.

Araştırma Merkezi Direktörü Profesör David Paterson yaptığı açıklamada sıtma ve HIV tedavisinde kullanılan iki ilaçtaki etken maddelerin kombinasyonunun koronavirüsü laboratuvar tüplerinde de etkisiz hale getirdiğini belirtti.

Beklenen Haber Avustralya’dan Geldi: ‘Covid-19’u Yendik’

Hintli doktorlar anti-viral kokteyl ile Covid-19’u yendiklerini duyurdu

Hindistan’ın Rajastan bölgesinde doktorlar turistik olarak ziyaret için gelmiş ancak testleri pozitif çıkan bir İtalyan çifte uyguladıkları ‘anti-viral kokteylin’ işe yaradığını duyurdu. Kullanılan etken maddeler arasında Lopinavir, Retonovir, Oseltamivir ve Klorokine bulunuyor.

Domuz gribi, sıtma ve HIV anti-viral ilaçlarla tedavinin başarıya ulaştığını anlatan Rajistan SMS Devlet Hastanesi Başkanı Dr. Sudhir Bhandari üstelik erkek vakanın kritik seviyede kronik akciğer hastası olduğunu ve buna rağmen kurtulduğunu aktardı.

Sıtma ilacının Covid-19 tedavisindeki etkisi hakkında önemli bir çalışma yayınlandı

Antiviral sıtma ilacı olan Klorokine’nin Covid-19’u tedavi edebildiği konusunda yeni bir bilimsel çalışma dünyadaki bilim insanları tarafından incelenmesi için cuma günü yayınlandı.

Çalışmanın altında Stanford Profesörü Thomas R.Broker ve Columbia Üniversitesi Doktoru James M.Todaro’nun imzası bulunuyor ve Klorokine’nin koronavirüsü etkili şekilde tedavi ettiği belirtiliyor.

Hollanda ilk antikorları üretmeyi başardı

Rotterdam’daki Erasmus Medikal Merkezi ve Utrecht’teki tıp üniversitesinde çalışan Hollandalı bilim insanları koronavirüse karşı özel antikor geliştirmeyi başaran ilk kişiler oldu.

Buluş Covid-19’a özel anti-viral bir ilaç üretilmesini ve insanların kendi kendilerini test etmelerini sağlayabilir.

103 yaşındaki Çinli kadın virüsten kurtuldu

Salgının başlangıç yeri olan Çin’in Vuhan şehrinde Covid-19 pozitif olan 103 yaşındaki bir kadın gördüğü 6 günlük tedaviden sonra tamamen iyileşti.

Birkaç saat içinde sonuç veren ve otomobilden çıkmadan yapılabilen test geliştirildi

ABD’nin Cleveland eyaletindeki bir klinik birkaç saat içerisinde sonuçlanan Covid-19 testi geliştirdi. Klinik ayrıca kliniğe test için gelen kişilerin araçlarından çıkmadan testi uygulayıp bekleyebilmelerini sağlayan bir sistem uygulamaya sokarak diğer kliniklere de benzer yöntemi önerdi.

Güney Kore’deki yeni vaka sayısında düşüş yaşandı

Güney Kore’deki yeni vaka sayısı bir hafta önce günde 500 kişi seviyesinde artarken son 4 gündür bu sayı 50-60 civarlarında.

Uzmanlar: İtalya’nın durumu farklı

Şu anda Çin dışında en fazla ölüm gerçekleşen ülke İtalya ve ölüm oranı da yüzde 5 ile diğer tüm ülkelere göre daha fazla.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre küresel ortalama ise yüzde 3,4. Bazı uzmanlar İtalya’daki ölüm oranlarının yüksekliğini Avrupa’nın en yaşlı nüfusuna sahip ülke olmasından ileri geldiğini düşünüyor.

Ülke nüfusunun yüzde 23’ü 65 yaş ve üstü. İtalyan nüfus medyan ortalaması da 47,3. Örneğin bu ortalama ABD’de 38,3. İtalya’da yaşanan ölümlerin çoğunun 80’li ve 90’lı yaşlardaki kişiler olduğu rapor ediliyor.

Corono Virüsü Nasıl Yayılır ve Belirtileri Nelerdir? Hücreleri Ele Geçirip Çoğalıyor!

İsrail aşıya çok yakın

İsrailli bilim insanlarının önümüzdeki günlerde bir aşı geliştirildiğine ilişkin açıklama yapması oldukça olası kabul ediliyor zira bu konuda en başından beri en hızlı sonuçları alan ve en çok yatırım yapan ülkelerden biri İsrail oldu.

Ülkede Başbakanlığa bağlı çalışan Biyolojik Araştırma Enstitüsü’nden son günlerde arka arkaya önemli gelişmeler yaşandığına ilişkin haberler geldi. Bunların arasında virüsün biyolojik mekanizmasının çözüldüğü, virüs teşhisinin konulması için daha iyi test kitlerinin geliştirildiği ve etkili antikorlar üzerinde önemli mesafe kat edildiği haberleri bulunuyor.

Kanadalı bilim insanları virüsü ilerlemiş safhada izole etmeyi başardı

Kanadalı ilaç şirketi Medicago’da çalışan bilim insanları koronavirüsün ilerlemiş haline ait kopyaları izole ederek daha iyi testler, daha doğru teşhisler ve tedaviler geliştirilmesine önemli katkı sağlayacak ilerlemeler kaydetti.

Ayrıca aşı geliştirirken yumurta yerine bitkisel yöntem kullanan Medicago firması bu yöntemin ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) onayı alması ve hayvan testlerinin atlanması halinde Covid-19 için gerekli olan aşıyı kasım ayında hazır edebileceklerini ve ayda 1 milyon aşı üretebileceklerini duyurdu.

Bir aşı da ABD-Singapur ortaklığı ile geliştiriyor

ABD’nin San Diego şehrinde bulunan bir biyoteknoloji firması Ulusal Singapur Duke Üniversitesi uzmanları ile bir aşı geliştirmek için işbirliği yaptığını ve sonuçların umut verici olduğunu duyurdu.

Buna göre virüsün daha az zararlı bir versiyona mutasyon geçirmesini sağlayan bir protein keşfedildi. Virüsün bu şekilde zayıflatılmış hali ile daha hızlı bir aşı geliştirilmesi söz konusu.

Trump’ın para teklif ettiği Alman laboratuvar da son sürat çalışıyor

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, Alman biyoteknoloji şirketi CureVac’a AB tarafından 80 milyon euro fon verildiğini ve sonbahara kadar koronavirüs için aşı geliştirebileceğini söyledi.

Şirketin çalışmalarının umut verdiğini belirten Von der Leyen, CureVac’ın diğer yerlere göre daha hızlı hareket ettiğini duyurdu.

Kaynak: https://tr.euronews.com/2020/03/17/koronaya-karsi-ilaclar-antikorlar-asi-calismalari-iyi-haberleri-duymak-ister-misiniz

Koronavirüsle Mücadeleden Olumlu Haberler: İlaç, Antikor, Aşı Çalışmaları yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

İyi Haber! Corona Virüs Aşısı 4 Kişi Üzerinde Test Edilmeye Başlandı

Tue, 17 Mar 2020 17:50:06 GMT

Corona virüs aşısı insanlı testlere başladı. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) geliştirilen aşı, 4 kişi üzerinde test edilmeye başlandı. İlk deneğe bir muayene odasında aşı enjekte edildi. 43 yaşındaki gönüllü Jennifer Haller, “Hepimiz kendimizi çaresiz hissediyoruz. Bu benim açımdan bir şey yapabilmem adına muazzam bir fırsat” diye konuştu.

ABD’nin Washington eyaletinde bugün klinik ortamda ilk aşı denemeleri başladı.

İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin AP’ye dayandırdığı habere göre, deney kapsamında aşı 4 kişi üzerinde test edilmeye başlandı.

Aşının ilk denendiği kişinin 43 yaşında iki çocuk annesi Jennifer Haller olduğu açıklandı.

‘’KENDİMİ HARİKA HİSSEDİYORUM’’

AP’ye konuşan Haller, “Hepimiz kendimizi çaresiz hissediyoruz. Bu benim açımdan bir şey yapabilmem adına muazzam bir fırsat” dedi. Haller aşı olduktan sonra odadan çıkarken gülümseyerek “Kendimi harika hissediyorum” dedi.

Bilim insanları virüsün genetik kodlarının değiştirildiğini ve bu yüzden deneyde yer alan kişilerin corona virüse bağlı bir sağlık sorunu yaşamayacağı bilgisinin altını çiziyor.

Önümüzdeki günlerde sağlıklı 45 gönüllü denek ile devam edecek olan aşı testlerinin başarıyla sonuçlanması durumunda ilgili federal kurumlardan onay alabilmesi ve halkın kullanımına sunulabilmesi için yetkililer 12 ila 18 ay arasında bir süre öngörüyor.

Kaynak: https://www.ntv.com.tr/saglik/coronavirus-asisi-test-edilmeye-baslandi,hsEma7lN2kOA78Rkb4tToA

İyi Haber! Corona Virüs Aşısı 4 Kişi Üzerinde Test Edilmeye Başlandı yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

Koronavirüs’e Karşı Aşı ve Tedavi Çalışmalarında Öne Çıkan Firmalar

Tue, 17 Mar 2020 16:32:06 GMT

Yeni tip koronavirüs salgını tüm dünyada yayılmayı sürdürürken, tıbbi araştırma merkezleri ve ilaç firmaları da hem hastalığı yenmek hem de bağışıklık geliştirmek için adeta zamanla yarışıyor.

Kurucuları arasında Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin’in de bulunduğu BioNTech gibi firmalar kendi çalışmalarını hızlandırmak için küresel işbirliklerine gidiyor. BioNTech, Almanya merkezli şirket Çin merkezli Shanghai Fosun Pharmaceutical (Fosun Pharma) ile iş birliği anlaşması yaptı.

Peki aşı ve tedavi çalışmalarında öne çıkan firmalar hangileri?

Gilead sciences

Çalışmaları ne üzerine: Tedavi

Tahmini piyasaya çıkma süresi: Yıl sonu

Gilead sciences, Covid 19’a karşı tedavi geliştirmeye çalışan şirketlerden birisi.

Bu şirket, bu yıl sonu itibarıyla, ürününü piyasa sunmayı planlıyor ve ilaç şirketleri içinde bu konuda en hızlı ilerleyenlerden birisi olarak ön plana çıkıyor. Gilead, Ebola virüsüne karşı da çalışmalarıyla biliniyor. Gilead sciences şirketi Çin’de hastalar üzerindeki Faz-3 olarak bilinen klinik testlerini sürdürüyor.

Corono Virüsü Nasıl Yayılır ve Belirtileri Nelerdir? Hücreleri Ele Geçirip Çoğalıyor!

Moderna

Çalışmaları ne üzerine: Aşı

Tahmini piyasaya çıkma süresi: 12-18 ay içerisinde

Moderna ivirüse karşı aşı geliştirmek için 12 ila 18 ay arasında bir süreye ihtiyaç olduğunu açıkladı. 2010 yılında kurulan bu şirket proteinlerin genetik yapısından hareketle bir aşı geliştirmek için çalışmalarına ağırlık veriyor.

Çinli bilim insanlarının virüsün anatomisini çıkarmasının ardından Texas Üniversitesi bilim adamları, insanların hücrelerine giren virüsün proteinin bir kopyasını çözdü. Bu şirketin üzerinde çalıştığı aşının ise bir yıl içinde piyasaya çıkması bekleniyor.

Dünya Ayakta! İşte Günün Koronavirüs Gelişmeleri (12 Mart 2020)

Regeneron

Çalışmaları ne üzerine: Tedavi ve Aşı

Tahmini piyasaya çıkma süresi: Şirket henüz bir takvim açıklamadı

Virüse karşı aşı geliştirmek için çalışan Regeneron ise üzerinde çalıştığı ilacın piyasaya çıkışı konusunda bir zaman öngörmüyor.

Bu şirket geçen yıl Ebola virüsüne karşı çalışmalarıyla ön plana çıkmıştı. Bu grubun geliştirdiği ve damardan verilen ilaç, Ebola virüsüne yakalanan kişililerin hayatta kalma şanslarını oldukça artırmıştı.

Bu şirket, farelerin genetik yapısını değiştirip, bağışıklık sistemlerini geliştirme ilkesiyle, Ebola virüsünün aşısını geliştirmeyi denedi.

Amerika’nın Corona Virüs Önlemlerinde ‘Türkiye’ Detayı Dikkat Çekti

Sanofi

Çalışmaları ne üzerine: Aşı

Tahmini piyasaya çıkma süresi: Şirket henüz bir takvim açıklamadı

Koronavirüs salgınına karşı çalışan Sanofi de, aşının geliştirilmesi süresi için şu an için bir tahminde bulunamıyor. Genetik yapı üzerinde bağışıklık sistemi geliştirmek için çalışan Sanofi, DNA üzerindeki değişikliklerle virüse karşı bir aşı geliştirmek için çalışıyor.

Grip ve SARS’a karşı aşılar geliştiren bu ilaç şirketinin önceliği de, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi.

Virüsün DNA’sını aldıktan sonra bunu zararsız bir virüsün DNA’sı ile birleştirip bağışıklık sistemini güçlendirmek, üzerinde çalışılan aşının temel ilkesi olarak ön plana çıkıyor.

Koronavirüs Nedir? Nasıl Çıktı, Türkiye’yi Tehdit Ediyor mu?

Inovio Pharmaceuticals

Çalışmaları ne üzerine: Aşı

Tahmini piyasaya çıkma süresi: Yıl sonuna kadar acil stok üretimi

ABD’de faaliyet gösteren Inovio Pharmaceuticals ise bu yıl sonuna kadar bir aşı geliştirmeyi umut ediyor.

Bu ilaç şirketi de DNA üzerindeki çalışmalar sayesinde bir aşı geliştirmeyi hedefliyor.

Diğer öne çıkan şirketler

İngiliz GlaxoSmithKline ilaç şirketi Çinli bilim insanlarıyla işbirliği içinde aşı üretmek için çalışan şirketler arasında.

Queensland Üniversitesi ile CureVac ise aşıyı bir kaç ay içinde bulacakları inancında.

Amerikan ilaç şirketi Johnson & Johnson ve SARS konusunda çalışmalarıyla tanınan Vir biotechnology yine aşıyı geliştirmek için çalışanlar arasında yer alıyor.

Kaynak: https://tr.euronews.com/2020/03/17/koronavirus-salg-n-na-kars-as-ve-tedavi-cal-smalar-nda-one-c-kan-firmalar-hangileri

Koronavirüs’e Karşı Aşı ve Tedavi Çalışmalarında Öne Çıkan Firmalar yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

Beklenen Haber Avustralya’dan Geldi: ‘Covid-19’u Yendik’

Tue, 17 Mar 2020 15:49:42 GMT

Farklı hastalıklar için üretilmiş iki ilacın koronavirüsü tamamen tedavi ettiği anlaşıldı.

Avustralyalı bilim insanları koronavirüs için tedaviyi bulduklarını ileri sürdü. İlaç testleri için başvuru yapıldı.

Queensland’deki Klinik Araştırma Merkezi uzmanları bulunan ilacın hali hazırda bazı hastalarda denendiğini ve bu kişilerin durumunun düzeldiğini belirtiyor.

Araştırmacılar mart ayı sonunda Covid-19 pozitif olan hastaların ulusal düzeyde ilacı test etmek için deneylere kaydolmalarını umuyor.

Laboratuvarda da işe yaradığı görüldü

Paterson ilaçlardan birinin ülkedeki ilk pozitif vakalardan birine verildiğini ve bu kişide virüs izinin kalmayarak tamamen iyileştiğini kaydetti.

“‘Çare’ demek yanlış olmaz çünkü tamamen iyileştirdiğini gördük”

Enfeksiyonel hastalıklar uzmanı olan Paterson “Yapılan terapi sonrası virüsün hastaların vücudundan tamamen atıldığını gördük. Dolayısı ile bu ilaçları bir ‘tedavi’ ve hatta ‘çare’ olarak isimlendirmek yanlış olmaz. Üstelik şimdiye kadar bir yan etki de görülmüş değil” diyerek oldukça iddialı konuştu.

Ne var ki Paterson, çok sayıda insan üzerinde geniş çaplı deneyler tamamlanmadan ‘kesin çözüm’ olarak lanse edilemeyeceğini belirtti.

Corono Virüsü Nasıl Yayılır ve Belirtileri Nelerdir? Hücreleri Ele Geçirip Çoğalıyor!

Üç ay içinde netliğe kavuşabilir

Paterson, insanlar üzerinde denemeler başarılı olursa, ilaçların koronavirüsü tedavide etkin olup olmadığını üç ay içinde öğreneceklerini ifade etti.

Bahsi geçen her iki ilaç da Avustralya’da hali hazırda kayıtlı ve kullanımda ancak henüz resmi testler gerçekleştirilmediği ve onay alınmadığı için etken maddelerin hangi kombinasyonda kulanıldığına ilişkin detaylar açıklanmıyor.

Kaynak: https://tr.euronews.com/2020/03/16/farkl-hastaliklar-icin-uretilmis-iki-ilacin-koronavirusu-tamamen-tedavi-ettigi-anlasildi

Beklenen Haber Avustralya’dan Geldi: ‘Covid-19’u Yendik’ yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

Corona Virüsü, SARS’tan 10 Kat Daha Fazla Bulaşıcı

Sun, 15 Mar 2020 23:54:34 GMT

Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, koronavirüsle ilgili bilinmeyenleri anlattı: Prof. Çetin, “SARS ve MERS hızlıca tespit edildi ve global salgına dönüşmeden durdurulabildi. Oysa Covid-19’un uzun kuluçka süresi nedeniyle dünya popülasyonuna yayılması engellenemedi” dedi…

Hayvanlardan insan geçtiği bilinen Corona virüsü çeşitlerinden biri olan Covid-19 (Sars-Cov-2) tüm dünyada korku salmaya devam ediyor…

Bu konuda bilgi kirliliği yaşandığını belirten Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, virüsle ilgili önemli açıklamalar yaptı, uyarılarda bulundu…

Amerika’nın Corona Virüs Önlemlerinde ‘Türkiye’ Detayı Dikkat Çekti

Corona virüsün dünya genelinde paniğe yol açmasının sebepleri nelerdir?

* Corona virüsü grubundan olan SARS ve MERS hızlı semptom vermesi nedeniyle hızlıca tespit edildi ve dünya popülasyonuna yayılmadan karantina uygulamaları ile global salgına dönüşmeden durdurulabildi.

* Bu virüsler ölenler ve iyileşenlerle birlikte yok oldu. Oysa Covid-19’un (Sars-Cov-2) uzun kuluçka süresi nedeniyle dünya popülasyonuna yayılması engellenemedi ve dünya çapında pandemi (salgın) haline dönüşerek, şimdiden 125 ülkeye sıçradı.

Corono Virüsü Nasıl Yayılır ve Belirtileri Nelerdir? Hücreleri Ele Geçirip Çoğalıyor!

Solunumu Felç Ediyor

Bu virüsün özellikleri nelerdir?

* Corona virüsler, moleküler düzeyde karmaşık bir gen ekspresyonu programını gerçekleştirmek için, çeşitli alışılmadık stratejiler kullanırlar. Maalesef, insan akciğerine tutunduğu yer, akciğer iltihabını önleyen ACE/2 proteini.

* Su toplanması ve aşırı bir iltihaplanmaya neden olarak, solunum sistemini felç ediyor. Ayrıca kalp, karaciğer, bağırsaklar ve böbreklere de zarar veriyor.

* Bir hücreyi enfekte etmek için Corona virüsler, spesifik hücre enzimleri tarafından aktive edilen bir süreç olan hücre zarına bağlanan bir ‘başak’ protein kullanır.

* Yeni Corona virüsün genomik analizleri, başak proteininin yakın akrabalardan farklı olduğunu ve proteinin üzerinde furin adı verilen bir konakçı hücre enzimi tarafından aktive edilen bir bölgeye sahip olduğunu ortaya koymuştur.

* Bu önemli, çünkü furin akciğerler, karaciğer ve ince bağırsaklar da dahil olmak üzere birçok insan dokusunda bulunur, bu da virüsün birden fazla organa saldırma potansiyeline sahip olduğu anlamına gelir.

* Yeni virüsle aynı cins SARS ve diğer Corona virüsler furin aktivasyon sitelerine sahip değiller.

Dünya Ayakta! İşte Günün Koronavirüs Gelişmeleri (12 Mart 2020)

Covid-19 ile ilgili yeni araştırmalar var mı?

* Dr. McLellan’ın Teksas’taki araştırma grubu, yeni Corona virüsün insan hücrelerine neden bu kadar başarılı bir şekilde bulaştığını açıklayabilecek başka bir özellik belirledi.

* Bu ekibin yapmış olduğu bilimsel deneyler, başak proteininin, anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE2) olarak bilinen insan hücreleri üzerindeki bir reseptöre, SARS virüsündeki başak proteininden en az 10 kat daha sıkı bağlandığını göstermiştir.

* Yani 10 kat daha fazla bulaşıcı olduğunu göstermiştir. Bu bilimsel gerçek insanoğlunun karşılaşmış olduğu büyük tehlikenin boyutunu gözler önüne sermiştir.

Gripten 50-60 Kat Daha Öldürücü

Corona virüsün bulaşıcılık ve öldürücülüğü griple aynı ya da yüksek mi?

* Virüsün gripten 3.5-4 kat daha hızla yayıldığı gözlendi. Bu da dünyada yaşayan insanların büyük çoğunluğunun 1-2 sene içerisinde bu virüsle enfekte olabileceği anlamına geliyor.

* Nitekim Almanya Başbakanı Merkel, Alman vatandaşlarının yaklaşık yüzde 60-70’inin bu hastalığa yakalanacağı gerçeğini dürüst bir şekilde ilan etti! Türkiye’de bu gerçekle çok yakında yüzleşmek zorunda kalacak.

* Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) virüsün öldürücülük oranını 2’den 3.4’e revize etti. Bu rakam gripten 50-60 kat daha öldürücü olduğunu gösteriyor. Her 30 kişiden biri ölecek anlamına da gelmekte.

Koronavirüs Nedir? Nasıl Çıktı, Türkiye’yi Tehdit Ediyor mu?

Aşı Bulunursa Da Bir İşe Yaramayacak

Virüsle ilgili aşı çalışmaları hızla devam ediyor… Bu konuda neler söyleceksiniz?

* Son 20 yılda ortaya çıkan yeni Corona virüslerin hiçbirine karşı aşı geliştirilemedi. Virüs aşısı yapma araştırmaları uzun vadeli ve ekonomik değil.

* Maalesef bu olayın en acı noktası, virüse karşı bir bağışıklık kazanmak mümkün gözükmüyor. İkinci kez yakalandığınızda sonucu yüksek oranda öldürücü olabiliyor ve gerçek bir tedavisi de yok.

* Tek RNA zincirli virüsün sürekli, mutasyon geçirmesi (Şu ana kadar 156 ayrı genom ve 2 ayrı alt türü tespit edildi, S-Cov ve L-Cov), aşı geliştirme aşamasının önündeki en büyük engel.

* Aşı geliştirilinceye kadar virüs değişecek ve aşı bir işe yaramayacak. Yeni varyasyonların da ne kadar tehlikeli olacağı da ayrı bir muamma!

Kış Hastalıkları: Hastalıklarından Koruyan ve Tedavi Eden Bitkisel Kürler

Gençleri de Tehdit Ediyor

Virüs genç ve sağlıklı bireylere nasıl etki ediyor?

* Gençler de gerekli tedbirleri almak zorunda. Çünkü hastalığı kapmaktan öte yayma riskleri çok fazla.

* Ayrıca sahip oldukları mevcut hastalıklar nedeniyle bağışıklık sistemleri çok zayıf olan çocuk ve gençlerde de öldürücü sonuçlar doğurabilir.

* Bu hastalık salgın halinde grip gibi insan popülasyonuna yerleşmiş durumda. Bir mucize olmazsa, hayatımızın geri kalan kısmında bu hastalıkla da mücadele içinde olacağız.

Grip Nedir? Grip Belirtileri Nelerdir? Grip Tedavisi İçin Doğal Yöntemler

Sıcak Havada Yok Olur Mu?

Havalar ısınınca virüs gücünü kaybedecek mi?

* Dışında bulunan protein yapıdaki katmanı nedeniyle, zarflı bir virüs olması çevresel faktörlerin virüs üzerinde etkisinin bir miktar olacağını göstermekte.

* Yaz aylarıyla birlikte maalesef bu öldürücü virüsten kurtulacağımız anlamına gelmiyor.

* Mevsimsel olarak sadece soğuk kuzey yarım küre ülkelerinde görülmesi beklenirken, güney yarım ülkeleri olan; Avustralya’da 37-38, Singapur’da 32 derecede, Buenos Aries’te 28-30, Filipinler’de 32-34 derecelerde vakalar ve ölümler mevcut…

* Şu gerçeği de unutmayalım, Ortadoğu Solunum Sendromu olarak bilinen öldürücü MERS virüsü de ilk defa 2012 yılında 45 derecelerin olduğu Suudi Arabistan’da salgın olarak ortaya çıkmıştı.

* Dünyamızda insan tarafından tetiklenen ekolojik parametrelerin hızlı değişimi, virüslerin de soylarını devam ettirebilmek için, iklimsel değişimlere yeni adaptasyonlar geliştirmelerine neden olmuştur…

* İnsanoğlu ektiğini biçmektedir.

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2020/saglik/corona-virusu-sarstan-10-kat-daha-fazla-bulasici-5680302/

Corona Virüsü, SARS’tan 10 Kat Daha Fazla Bulaşıcı yazısı ilk önce Mutlu ve Sağlıklı üzerinde ortaya çıktı.

Mutlu ve Sağlıklı

Vücudun sindirim sisteminin sonunda oluşan kanamalar; Makattan Kan Gelmesi

Zona Hastalığı (Herpes Zoster) Nedir? Zona Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi

Zona Hastalığı (Herpes Zoster) Nedir?

Zona Hastalığı Belirtileri

Zona Hastalığı İçin Tıbbi Tedavi Yöntemleri

Zona Hastalığı İçin Beslenme Değişiklikleri

Zona Hastalığında Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Zona Hastalığı İçin Önerilen Besin Takviyeleri

B Kompleks Vitaminleri

E Vitamini ve C Vitamini

Resveratrol

Zona Hastalığı İçin Önerilen Bitkisel Takviyeler

Kırmızı Biber

Nane

Kiraz Sapı Faydaları Nelerdir? Kiraz Sapı Çayı Nasıl Hazırlanır?

Kiraz Sapı Faydaları

Kiraz Sapı Faydaları Nelerdir?

Detoksifikasyon

Böbrek Taşlarına Karşı Koruma

Gut Hastaları İçin Oldukça Faydalıdır

Kolesterol Seviyesini Düzenler

Ağrı Kesici Özellik

Ödemi Önler

Kilo Kaybına Yardımcı Olur

İdrar Yolu Enfeksiyonu Tedavisi

Kiraz Sapı Çayı Nasıl Yapılır?

Kiraz Sapı Banyosu

Ekşi Mayalı Ekmek Nasıl Yapılır? Tüm Detaylarıyla Ekşi Maya Ekmek Tarifi

Ekşi Mayanın Kimyasını Öğrenin

Ekşi Mayalı Ekmek Tarifim

Mükemmel Ekşi Mayalı Ekmek Tarifi Yoktur!

Ekşi Maya Nasıl Yapılır?

1. Gün

2. Gün

3. Gün

4. Gün

5. Gün

6. Gün

7. Gün

8. Gün

Ve her zaman…

Ekşi Mayalı Ekmek Nasıl Yapılır?

Ekşi Mayalı Ekmek Yapımına Hazırlık

Aktif Ekşi Maya

Ekşi Mayanın Kullanım Öncesi Beslenmesi

Doğru Un Seçimi

Ekşi Mayalı Ekmek Tarifi

Ekşi Mayalı Ekmek Yapımı ( 1 adet)

Ön Hamur / Genç Maya (140 gr) için Malzemeler

Ön Hamur / Genç Mayanın Bekleme Süreci

Ekşi Mayalı Ekmek Hamuru Hazırlama

Ekşi Maya Hamur (1015 gr) için Malzeme

Ekşi Maya Hamuru Hazırlığı

Suyu Ekliyoruz

Ön Hamuru Ekliyoruz

Pekmez Ekliyoruz

Un Ekliyoruz

Ekşi Maya Ekmek Hamurunun Yoğrulması

Gelelim neticeye

Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Enfeksiyonla Savaşan Antiviral Bitkiler

Virüs Nedir?

Antiviral Bitkiler Nelerdir? Ne İşe Yararlar?

Antiviral Bitkiler

En Etkili Antiviral Bitkiler

Ekinezya

Aynısafa Çiçeği

Sarımsak

Astragalus Kökü (Geven Otu)

Kedi Pençesi

Meyan Kökü

Meyan kökü faydaları

Zeytin Yaprağı

Kekik

Antiviral Bitkiler Nasıl Kullanılır

Bitki Çayları

Bitkisel İnfüzyon

Bitkisel İnfüzyon Yağı

Uçucu Yağlar

Yan Etkiler